Pazar, Mayıs 22

bana vaat ettiğin bir hayal miydi?


Bir reklam izliyorum, altından geçen minnacık yazılarda bambaşka şeyler anlatıyor. Bir söyleşi okuyorum, aslında demek istediğimiz o değildi, çarpıtıldı diyorlar. Yol boyunca ilanlarını gördüğüm bir hizmeti talep ediyorum, aaa öyle bir hizmetimiz yok ki diyorlar.

Peki biz neden sürekli kandırılıyoruz? Bu bir pazarlama taktiği midir, koordinasyon eksikliği midir yoksa düpedüz dolandırıcılık mıdır?


Örnek vermek gerekirse bir GSM operatörü yeni bir cihaz kampanyası başlatmış; ancak kampanyanın başladığı tarihte İstanbul'daki hiçbir mağazasında ilgili cihaz bulunmuyor. Birçok mağazasının kampanyadan haberi bile yok, cihaz bize ne zaman gelecek bilmiyoruz diyorlar. Böyle bir durumla karşılaşan tüketicinin satın alma isteğinin artacağıyla ilgili bir araştırma sonucu var mı acaba?
Diğer bir örnek e-ticaret sitelerinden birinin koşulsuz para iadesi hizmeti, sorup soruşturup yetkililerden bilgi almayı başarabilirseniz aslında para iadesinin olmadığı, sadece bazı durumlarda hediye çeki uygulamasının olduğunu görüyorsunuz. O hediye çekini kullanabilmek için sizi mağdur eden firmadan bir kez daha alışveriş yapmayı göze almanız gerekiyor. Tabii gazetelerde vb yayın organlarında çarşaf çarşaf ilanlar var "koşulsuz iade" diye. Bazı tüketiciler bu balona kapılıp sizden alışveriş yapabilir; ancak gerçeği öğrendiklerinde size verecekleri zararın kandırmacayla kazandığınız üç beş kuruştan çok daha fazla olacağı kanaatindeyim.
Maalesef Türkiye'de her alanda bir kandırmacadır gidiyor, yukarıda yazdıklarım sadece 2 küçük örnek. İpliği pazara çıkanlarsa bahanelerini çoktan hazırlamış bile. Ya bir yanlış anlaşılma olmuştur, ya birileri sözlerini çarpıtmıştır, ya da bir komploya kurban gitmişlerdir! Evet biz hata yaptık demek için Japon olmak gerek herhalde... Adalet sisteminin çıkmazda olduğu, insan haklarının adamına göre işlediği bir ülkede tüketicinin göz göre göre kandırılmasına da şaşmamak gerek öyle değil mi?