Cumartesi, Aralık 7

5 adımda twitter'da kurumsal hesap yönetimi

Türkiye'de sosyal medyanın, özellikle de twitter'ın gücünü ilk kez tam anlamıyla Van depremi sonrasında gördük bana kalırsa. Geleneksel haber kanalları henüz cümlelerini toparlarken twitter üzerinden çok daha sağlıklı bilgiler almış, yüzlerce insanın kısa sürede kurtarılmasını sağlamış, belediyelerde toplanan ayni yardımlar ve #evimevindir vb. birçok organize yardım kampanyasını başlatmıştık bile. Bana sorarsanız müthiş bir histi.

Başlamadan önce bir konuya açıklık getireyim, bu bir akademik çalışma değildir. Uzun yıllardır twitter kullanan ve sosyal medyanın gücüne inanan biri olarak kurumsal hesaplarla ilgili gözlemlerimi aktarmak istiyorum sadece. twitter'da bireysel hesabınız varsa, bana göre söyleyecekleriniz yalnızca sizi bağlar, yorum yapmak da kimsenin haddine düşmez; ancak kurumsal bir hesabın yönetimi söz konusuysa (ki buna topluma mal olmuş kişiler de dahil) işte o noktada biraz daha profesyonellik fena olmaz sanırım :)

Eh, o halde buyrun size kurumsal hesap yönetiminde en sık karşılaştığım 5 hata:

1- twitter'ı devlet dairesi mantığında kullanmak
twitter bir devlet dairesi değildir. Hele satış ve müşteri odaklı bir kurumsanız, siz siz olun Cuma akşamı atılan tweet'e Pazartesi sabah 09:30'da cevap yazmayın ve de mümkünse asla "mesajınız ulaşmıştır, "çağrı merkezimizi aramanızı rica ederiz" vb. otomatik yanıtlar kullanmayın. Laf olsun diye twitter hesabı açmış ve zaten problem yaşayan müşterinizi daha da mutsuz bir hale sokmuş olursunuz sadece. Gerçekten iyi bir örnek görmek isteyenlere Migros Sanal Market'in hesabını incelemelerini öneririm.

2- twitter'da hikaye yazmak
Sevgili kurumlar ve özellikle de politikacılar(!), twitter 140 karakter mantığı üzerine kurulu, bu nedenle aynı konuda arka arkaya 30 tweet atmazsanız veya konuşmalarınızı noktası virgülüne kopyalamazsanız pek memnun oluruz. "Bugün ... şehrinde vatandaşlarla bir araya geldik" içerikli maaşallah hikaye kitabı uzunluğundaki tweet'lerinizin ilgi çekmediğini ve hatta takipçi kaybetmenize sebep olduğunu garanti edebilirim. Kötü örneklerde başı Tayyip Erdoğan'ın ve Mustafa Sarıgül'ün hesapları çekiyor, ikisine de global örnekler üzerinden eğitim verilmesini öneririm.


3- ne kadar da harikayız fikrini dayatmak
Beğenildiğinizi/müşteri memnuniyetini gösteren bir tweet aldığınızda RT etmeniz bir yere kadar kabul edilebilir, veya bir bilgi paylaşımı yapıldığında başkalarının da faydalanması için paylaşmanız da gayet normal. Ama sırf sizi takip ediyoruz diye ekstradan abidik gubidik 150 tweet'i de okumamız gerekmiyor! O yüzden egonuza yenik düşmeden önce 10 kere derin nefes almanızı, mümkünse bir yürüyüşe falan çıkmanızı tavsiye ediyorum :)

4- ilkokul terk seviyesinde tweet'ler atmak
Sosyal medyadaki prestijinizi emanet ettiğiniz kişilerin mümkünse Türkçe bildiğinden emin olun. Yok gerçekten şaka yapmıyorum. Daha cümle kuramayan bir hesaba konu şirketin bana vereceği hizmet anca kuşku doğurur, ıssız bir adaya düşmediysem sizi tercih etmem, bilesiniz. Bu gruba dahil hesapların bazılarının eğitim kurumlarına, haber sitelerine ve yazarlara ait olduğunu gördükçe gerçekten kahroluyorum.

5- sahte takipçiler üzerinden gündem yaratıp propaganda yapmak 
Bana göre en kötüsünü sona sakladım. Takipçi sayınız çok gözüksün de ne kadar önemli olduğunuzu herkes anlasın diye, savunduğunuz fikir TT olsun da sesiniz daha çok çıksın diye yumurta tabir edilen sahte hesaplar satın almak, önceden verilmiş cümleler üzerinden parayla sizi öven tweet'ler attırmak sonra da "ay çocuklar teveccühünüz" havalarına girmek ne kadar sahtekar olduğunuzu gösteriyor sadece, üzgünüm yemiyoruz.

Sahi siz "benim babam senin babanı döver" deme yaşını geçmediniz mi hala?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder