Perşembe, Aralık 5

benden sonra tufan

Erenköy'deyim. Karşıdan karşıya geçmek üzere kaldırımda bekliyorum. Trafik ışığı taşıtlar için sarıya dönüyor, karşıdan gelen sürücü bir hayli mesafe olmasına rağmen gaza basıyor. Trafik ışığı sürücü için kırmızıya, ardından benim için yeşile dönüyor; ancak sürücü hala gazı köklemekle meşgul. Karşıdan karşıya geçme hakkımı kullanabilmem için canımı tehlikeye atmam ve kendi imkanlarımla o aracı durdurmam lazım. Neden? Çünkü İstanbul'un en nezih semtlerinden birinde, altına Range Rover çekmesini bilen genç beyimiz için "benden sonra tufan" mantığı geçerli; yaya geçidiymiş, trafik ışığıymış, sarıymış, kırmızıymış fark etmiyor.

Alışveriş merkezindeyim. Bir şeyler deneyip kasa kuyruğuna giriyorum; önümde iki kişi, arkamdaysa gittikçe uzayan bir kuyruk var. Göz açıp kapayıncaya kadar 60-65 yaşlarında bir hanım önüme geçmeye çalışıyor. Kendisini kibarca uyarıyorum; her şeyden evvel beni yetiştiren babaanneme saygımdan oldum olası yaşlı kişilere ekstra bir itinayla yaklaşırım. Payetli şık bluzuna, sabahın erken saatlerine rağmen kuaför elinden çıktığı belli saçına ve manikürlü ellerine bakınca neredeyse benden daha dinç gözüken hanım araya kaynamaya çalıştığı yetmiyormuş gibi, bir de yaşından mütevellit kendisine sıramı vermediğim için bana tepki gösteriyor! Neden? Çünkü ondan sonra tufan; hele o alışverişini tamamlasın, birilerinin hakkını gasp etmiş, kuyruğa girmemiş, aman canım kimin umurunda ki?

Metrodayım. Daha inmemle birlikte önümden koşan güruhu görseniz yanlışlıkla Burhan Felek'te atletizm antremanına geldim sanırsınız, Usain Bolt halt etmiş. Niye koşuyor bu insanlar? Yürüyen merdivenle 1-2 dakikada yukarı çıkmak yerine asansörde yer kapmak için. O asansör yaşlılara, engellilere ve çocukla seyahat edenlere tahsis edilmiş, seninki gibi atletizm rekoru kırabilecek güçteki bedenlere değil. Ama ne fark eder, önemli olan senin avantadan 3-5 saniye de olsa rahat etmen, ne de olsa senden sonra tufan! Varsın iki büklüm olmuş o yaşlı amca da bir sonraki asansöre biniversin canım, sakın ha yol vereyim diye düşünme. Hem zaten o yaştaki adamın neyine metro falan değil mi?


Örnekleri sayfalarca uzatabilirim ama ne demek istediğimi anladınız sanırım. Yalnızca benim ülkemin insanına mahsus bu "hele bir benim işim hallolsun da" mantığı maalesef o çok övünülen pratik zekamızdan veya iş bitiriciliğimizden kaynaklanmıyor. Tam tersine, tek yaptığımız ne kadar medeniyetsiz ve saygısız olduğumuzu ilan etmek oluyor. 



Siz istediğiniz kadar kendinizin ve başkalarının hakkına saygı göstermeye çalışın; ya benim gibi cazgır, her önüne gelene laf yetiştiren birisine dönüşürsünüz, ya da birilerinden sonraki tufanda karambole gidersiniz. Kim bilir, belki yurdumun insanı da gün gelir evrimini tamamlar da, rahat bir nefes alırız:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder